Allah müminleri birbirlerine kopmaz bir sevgi ve kardeşlik bağıyla bağlamıştır. Bu Rahman’ın katından gelen bir rahmettir ve inanan insanlara gerçek anlamda sevgiyi yaşamalarına vesile olur. Müminlerin kardeşlik bağları güçlüdür çünkü aralarında Allah aşkına bağlı bir sevgi ve bağlılık vardır. Müminlerin kalplerindeki bu kardeşlik sevgisi, tüm yaşamları gibi Allah’ın hoşnutluğu amaçlanılarak oluşmuştur. Onlar ahirette de, mümin kardeşleriyle birlikte sonsuza dek eşsiz güzellikler içerisinde mutluluk dolu bir yaşamı umut ederler. Aralarındaki bu sağlam gönül bağı nedeniyle müminler, her konuda birbirleri için özveride bulunur, fedakarlık eder ve birbirlerinin hatalarını bağışlarlar. Aralarında sıkıntılı bir durum olduğunda kişi, mümin kardeşinin iyi yönlerini ve onun Allah yolunda yaptığı güzel işleri düşünür; kalbinde asla bir kin ve düşmanlık duygusu oluşmaz. Çünkü bu, Allah’ın beğendiği güzel ahlâkın dışında bir tavır olacaktır.Yüce Allah, bir ayetinde cennet hayatında müminlerin kalplerinde kin ve nefret bulunmadığını haber verir. "Onların göğüslerinde kinden (ne varsa tümünü) sıyırıp-çektik, kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıyadırlar." (Hicr Suresi, 47) Kuran’da cennet hayatından ve burada müminlerin huzur içinde yaşadığından bahsedilir. Şeytanın ve yanında götürdüğü sapkın insanların ise cehennem hayatının azap veren ortamında çırpındığı anlatılır. Çünkü şeytan dünya hayatında insanları saptırmak için elinden gelen her şeyi yapmış, Müslümanların arasını bozup fitne çıkarmak için onlara vesveseler vermiştir. "Kullarıma, sözün en güzel olanını söylemelerini söyle. Çünkü şeytan aralarını açıp bozmaktadır. Şüphesiz şeytan insanın açıkça bir düşmanıdır." (İsra Suresi, 53) Bu sebeple mümin çok dikkatli olmalı şeytanın kardeşlik bağlarını koparmak için kalplerine saldığı vesveselere karşı koyabilmelidir. Şeytanın sinsi tuzaklarına düşmemek için birbirlerini sık sık uyarmalı hatırlatmalarda bulunmalıdırlar. Rahman olan Allah müminlere “Allah'a ve Resûlü’ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider…” (Enfal Suresi, 46) ayetindeki gibi, birlik kurmalarını buyurur. Allah, samimi insanların birbirleriyle tartışmaları durumunda, zamanlarından ve güçlerinden kayba uğrayacaklarını hatırlatır. Toplumları dinsizliğe ve sapkın ideolojilere sürükleyen inkarcılara karşı onurlu bir mücadele içinde olmak yerine, Müslümanların birbirleriyle çekişmeleri büyük bir yanlıştır. “İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.” (Enfal Suresi, 73) Müminler sürekli istişare halindedirler. Birbirlerine hikmetli sözlerle Kuran ahlakını anlatarak Allah’ı ve hatırlatır ve vicdanı harekete geçirir. İnanan insanların birbirlerine yardımcı olmaları, birbirlerini bu konuda şevklendirmeleri, güzel işler yapan insanlara yardımcı olmaları gerekir. Müminlerin birlikte olmalarının önemine Bediüzzaman da dikkat çeker: “Ey ehl-i iman! Zillet içinde esaret altına girmemek isterseniz, aklınızı başınıza alınız. İhtilafınızdan istifade eden zalimlere karşı, "Mü’minler ancak kardeştirler." (Hucurat Suresi, 10) kutsal kalesinin içerisine giriniz, korununuz. Yoksa ne hayatınızı muhafaza ve ne de hukukunuzu müdafaa edebilirsiniz.” Allah’ın dinine karşı savaşan kişiler gerektiğinde birlik olabilirler. Bu nedenle inanan insanların onların karşısında daha güçlü, dimdik durabilmeleri için sürekli birlik halinde olmaları gerekir. Bu kardeşlik duygusunu tam manasıyla oluşturduktan sonra vicdanlı her insanın üzerine düşen görev çok açıktır; ”fitne kalmayıncaya ve dinin hepsi Allah'ın oluncaya kadar” mücadele etmek... Bu Allah’ın hoşnutluğunu ve sevgisini kazanmaya vesile olacak önemli bir davranıştır. Bu konu ile ilgili bir başka ayet şöyledir: “Şüphesiz Allah,Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak mücadele edenleri sever.” (Saff Suresi,4) Müminler, kötülüklerle mücadelede birlikte hareket etmeli ve bunda kararlılık göstermelidirler. Çekimser ve duyarsız kalmak, zulme boyun eğmek ve ortak olmak demektir. Kuran ahlakını yaşamaya çalışan, insanlık onuru taşıyan her insan kötülüklerle mücadele etmelidir. ...Ebu Hureyre’den rivayet edildiğine Peygamberimiz (sav) şöyle buyurur: "Kim bir Müslüman’dan dünya kederlerinden bir keder giderirse Allah ondan ahiret günü kederlerinden bir keder giderecektir. Kim de Müslüman’ı örterse Allah onu dünya ve ahirette örtecektir…’’ (İbni Mace/ 1. cilt/ syf.389) Kuran ahlakının yeryüzüne hakim olabilmesi için bütün Müslümanlar birlik içinde ciddi bir mücadele içinde olmalıdırlar. Zira çaba içinde olmadığımız takdirde Yüce Allah bizleri giderip, yerimize daha hayırlısını getirebilir… O’nun her şeye gücü yeter. “Allah'ın gökleri ve yeri hak ile yarattığını görmüyor musunuz? Dilerse sizi giderir-yok eder ve yeni bir halk getirir.’’ (İbrahim Suresi, 19) Mine ÇAKIR Yazılarla ilgili tüm hukuki sorumluluk yazıyı yazan kişiye aittir. |