|
|
|
|
 |
|
|
Yılın Annesi Onlar (Engelli An... |
|
|
Siz hiç çocuğunuzla beraber... |
|
|
|
|
|
Bir Başkadır, Çaycuma Taşcılı&... |
|
|
Yeni bir bahar mevsimine girmenin heyecanı içerisindeyiz. Uzun süren bir kış mevsiminin ar... |
|
|
|
|
|
Çaycuma Köprü Faciasından Geli... |
|
|
Sekizinci Gün (13.04.2012 Cuma)Faciadan Sonraki İlk Cuma’da Sonuç :... |
|
|
|
|
|
Köprü Faciasında 6. Gün - 11.0... |
|
|
Köprü faciasının altıncı gününde Çalışmaların biteceğini düşünüyorduk. Çünkü enkazın bul... |
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|
|
|
|
Annelerimizin Değerini Bilelim |
|
|
|
|
Anneleri anlatmaya kelimeler yetmez. Cennet annelerin ayakları altında buyurmuş sevgili Peygamberimiz. Yüce Rabbimiz onları pek çok yerde övmüş. Şairler ne şiirler yazmış onlar için, yazarlar ne sözcükler dizmiş...Onlar anneler, annelerimiz..Onlar bizim varlık sebeplerimiz. Yemeyip yediren giymeyip giydiren analarımız onlar. Onları bir gün değil her gün hatırlayalım. Dualarını alalım, gönüllerini hoşnut edelim. Unutmayalım ki ne ekersek onu biçeriz...Bu yazımda değerli okurlarımla 3 Ayet-i Kerime ve 3 Hadis-i Şerif mealini paylaşmak istiyorum. Söylenecek söz çok, ama bu ilahi kelamlar ve yüce elçinin sözleri her şeyi ayan beyan anlatıyor bize. Annelerin değerini hatırlatıyor, onlara hürmeti, saygıyı, şefkati hatırlatıyor.Bir de öykümüz var son bölümde. İçlerimizi sızlatan bir öykü. Ders alınması gereken, göz yaşartan bir hayat manzarası..Hani görürüz ya bazen evlenip eşe kavuşunca anasını babasına burun kıvıran nankörleri..Görürüz ya hani annesini ziyareti bayramdan bayrama atan sözde medeni geçinen medeniyetsizleri..Hani görürüz ya anası bir şey deyince sen karışma deyip hanımının / beyinin çenesi altına giren dalkavukları...Uzatmayalım, hasılı kelam neler görürüz bu dünyada neler, neler...Allah ömür verirse bir gün herkes yaşlanacak.İşte o zaman göreceğiz dünyanın kaç bucak olduğunu...Hani bir baba hikayesi vardı ya. Oğlu, babasını yaşlandı diye omuzlayıp bir kayadan aşağıya atmaya gelmiş. Tam atacakken yaşlı adam oğluna demiş ki : '' oğlum az ileriden at, çünkü ben babamı oradan atmıştım '' Belki bir hikaye bu, belki de bir masal. Ama şu bir gerçek ki kim anne babasına ne yaparsa mutlaka evladı da ona yapacaktır. Bununla ilgili pek çok yaşanmış hikaye mevcuttur...Sözün özü annelerimize iyi davranalım. Onları azarlamayalım. Öf bile demeyelim. Arayıp soralım. Hayır dualarını alalım. Her zaman söylediğim bir Tunç sözünü tekrarlamak istiyorum burada : '' Eş bulunur, iş bulunur, aş bulunur ama anne bulunmaz, baba bulunmaz ''Şimdi gelelim Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şeriflerde anneye verilen öneme. Ardından da öykümüzü okuyalım. Yüce Allah Annelerimize nasıl davranmamız hakkında şöyle buyuruyor :1. AYET- İ KERİME Ahkaf Suresi/15: Biz o insana anne-babasına güzel davranmayı tavsiye ettik Annesi onu zahmetle karnında taşıdı ve zahmetle doğurdu Onun taşınması ile sütten kesilmesi otuz aydır Nihayet olgunluk çağına ulaşıp kırk yaşına girdiği zaman: "Ey Rabbim, beni öyle yönlendir ki, bana ve anneme- babama verdiğin nimetine şükredeyim ve hoşnut olacağın iyi bir iş yapayım Soyumdan gelenleri de benim için iyi kimseler eyle Çünkü ben, gerçekten tevbe ile Sana yüz tuttum ve ben gerçek müsümanlardanım" der 2. AYET – İ KERİMEİsra 23 Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf!” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle. 3. AYET- İ KERİMEİsra 24 Onlara acıyarak alçak gönüllülük kanatlarını ger ve: 'Rabbim! Küçükken beni yetiştirdikleri gibi sen de onlara merhamet et!' de. Peygamber Efendimiz de Şöyle buyurmakta ve annelerin önemini bakınız nasıl anlatmaktadır :1. HADİS-İ ŞERİF Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Bir adam gelerek: “Ey Allah’ın Resulü! İyi davranıp hoş sohbette bulunmama en çok kim hak sahibidir?” diye sordu. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam): “Annen!” diye cevap verdi. Adam: “Sonra kim?” dedi, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam) “Annen!” diye cevap verdi. Adam tekrar: “Sonra kim?” dedi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam) yine: “Annen!” diye cevap verdi. Adam tekrar sordu: “Sonra kim?” Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam) bu dördüncüyü: “Baban!” diye cevapladı.” Buhârî, Edeb 2; Müslim, Birr 1) 2. HADİS–İ ŞERİF Muâviye ibn Câhime’nin anlattığına göre; Câhime (radıyallahu anh) Hz Peygamber’e (aleyhissalâtu vesselam) gelir ve: “Ey Allah’ın Resulü, ben gazveye (cihad) katılmak istiyorum, bu konuda sizinle istişare etmeye geldim” der. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam): “Annen var mı?” diye sorar. “Evet” deyince, “Öyleyse ondan ayrılma zira Cennet onun ayağının altındadır” buyurur. (Nesâî, Cihad 6.)3. HADİS-İ ŞERİF Ebû Hüreyre rivayet ediyor: 'Sizden önce geçenlerden üç kişi çocuklarının geçimini sağlamak için yola koyuldular. O sırada yağmura tutuldular. Bunun üzerine bir mağaraya sığındılar. Daha sonra bir kaya parçası düşerek mağaranın ağzını kapattı. Aralarında şöyle konuştular:
“Mahvolduk, taş düştü. Bunun sebebini yalnız Allah bilir. Yaptığımız en güzel davranışları dile getirerek Allah’a dua etmekten başka çaremiz yoktur. İçlerinden biri anlatmaya başladı:
“Allah’ım, hoşuma giden bir kadın vardı. Ona sahip olmak istedim. Fakat o kabul etmedi. Bunun üzerine bir miktar para verdim. Kabul etti. Tam ona yaklaşacağım sırada vazgeçtim. Bilirsin ki, bundan sırf senin rahmetini kazanmak, azabına uğramamak için uzaklaştım. Şu kayayı bizden uzaklaştır.” deyince kaya parçası bir miktar açıldı.
Diğeri şöyle anlattı:
“Yâ Rabbi, bilirsin, benim çok yaşlı anne-babam vardı. Onlara akşam sütünü içirmeden ne çocuklarıma ne de başkalarına bir şey içirmezdim. Bir gün odun toplamak için uzağa gittim. Döndüğümde onlar uyumuştu. Akşam sütlerini hazırladım, fakat onlar uykudaydı. Onlar içmeden önce çocuklarımla birlikte akşam süt içmeyi uygun bulmadım. Onlar uyanıncaya kadar süt kabı elimde olduğu halde bekledim. Sonunda sabah oldu, uyandılar ve sütlerini içtiler. Allah’ım, eğer bunu sırf Senin rızanı kazanmak için yapmışsam su kayayı buradan uzaklaştır.” dedi.
Bunun üzerine kaya parçası biraz daha açıldı. Fakat çıkılacak gibi değildi.
Sonra bir diğeri şöyle anlattı:
“Allah’ım, bilirsin bir gün bir işçi tutmuştum. Yarım gün çalıştı. Ücretini verdim. Kızarak ücretini almadı. Çekip gitti. Ben de her çeşit maldan onun hesabına çoğalttım. Bir zaman sonra ücretini almaya geldi. Ben de; ‘Şu gördüklerinin hepsini al, tamamı senindir, dedim. İstesem yalnız önceki ücretini verir, diğerlerini vermezdim. Allah’ım bilirsin ki, bunu sırf senin rahmetini umduğum, azabından korktuğum için yaptım. Şu kayayı buradan uzaklaştır” dedi. Kaya parçası bütünüyle kalktı. Onlar da çıkıp yola koyuldular.’ BİR ANNE ÖYKÜSÜ Bir gün, bir çocuk okul da arkadaşlarıyla oynarken aynı okulda aşçılık yapan tek gözü olmayan annesi yanına gelir. Onun o halinden utanan çocuk arkadaşlarının yanında bir daha ona sarılmamasını hatta yanına hiç gelmemesini söyler. Annesi onu hep uzaktan izler.
Çocuk annesi ona yaklaşmak istediğinde onun kendisini utandırdığını onun tek gözlü halinden iğrendiğini söyleyip annesini kovarmış… Bir gün çocuk, liseyi bitirip Singapurda bir okul kazanmış. Hem okulu kazandığı için, hem de o utandığı, iğrendiği annesinden uzakta yaşayacağı için çok sevinmiş. Bu çocuk büyümüş ve yıllar sonra bir kız sevip onunla evlenmiş. İki tane çocuğu olmuş.Ülkesine geri dönmüş ve çalışma hayatına atılmış. Annesinden ayrı, uzak bir şehirde güzel bir işi, güzel bir eşi ve çocuklarıyla mutlu mesut yaşıyormuş. Bir gün kapı çalmış, kapıyı çocukları açmış. Ardından o da gitmiş. Bir de bakmış ki kapıda annesi. Bunu gören çocuklar gülmeye, yaşlı kadınla alay etmeye başlamışlar.Annesini tanıyan adam onun annesi olduğunu bildirmeden, " Neden geldin buraya benim çocuklarımı korkutuyorsun çabuk git burdan." diye annesini azarlamış. Anne de yanlış kapı çaldığını, çocuklarını korkuttuğu için özür dileyerek oradan ayrılmış. Aradan yıllar geçmiş. Lise mezuniyet günü için çocuk, eski oturduğu şehre gelmiş.
Mezunlar toplantısından sonra aklına eski evi gelmiş. Annesiyle karşılaşmadan eski evi görmeye gitmiş. Onu tanıyan komşuları annesinin öldüğünü ona bir mektup bıraktığını söylemişler. Çocuk istemeyerek de olsa mektubu okumuş. Mektupta "Seni bunca yıl utandırdığım için, evine gelip çocuklarını korkuttuğum için özür dilerim. Sen küçükken bir kaza geçirmiştin, bir gözünü kaybetmiştin, Senin tek gözlü yaşamana içim elvermediği için bir gözümü sana verdim. Senin görmen bana mutluluk vermişti. Mezunlar gününde geleceksin biliyorum ama bu hastalık beni o güne ulaştırır mı bilmem. Ben seni hep sevdim ve seni seviyorum yavrum…Evet, öykümüz ne kadar anlamlı değil mi? Siz de utandınız mı hiç annenizden ? Yaşlı diye onu saf dışı ettiniz mi hayatınızdan ? Onu ikinci üçüncü sıraya atıp aldınız mı hanımınızı, beyinizi birinci sıraya. Cevaplarınız evetse tevbe edin ne olur. Tevbe edelim hep beraber. Kırdıysak onları af dileyelim yüce Allah'tan. Hem de vakit geç olmadan...Onlar bizim canımız be, canımız kanımız her şeyimiz onlar. Annesi vefat edenlere gidin sorun. Babası vefat edenlere sorun. Nasıl geçiyor bayramları öğrenin. Ah, ah...Gelmiyorlar geri, gelmiyorlar. Gidenler geri gelmiyor. Dünyaları versek te getiremiyoruz onları geriye. Babamı düşünüyorum. Tam 4 yıl oldu gideli. Ne bayramların tadı var, ne düğünlerin, ne derneklerin. Bir annem var elimde. Rabbim uzun eylesin ömrünü. Başımızdan eksik etmesin. Kim bilir şu satırları okuyan kaç kişi ah edip ağlıyor şimdi, vefat etmiş olan anne babaları için. Hepsine Allah'tan rahmet diliyorum. Onlar gittiler. Hiç olmazsa yanımızdakilerin değerini bilelim. Onlara sarılalım, öpelim koklayalım annelerimizi / babalarımızı....
Başta kendi anneciğim olmak üzere bütün annelerimize hayırlı uzun ömürler diliyor, vefat etmiş olanları rahmetle anıyorum...14.05.2012 Çaycuma
Çaycuma AGD: Kenan Tunç Yazılarla ilgili tüm hukuki sorumluluk yazıyı yazan kişiye aittir
|
|
|
Eklenme Tarihi: 14/05/2012 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
Nimetlerin İçinde Mutsuzluğu Yaşamak |
01/04/2013 |
|
 |
Sarıkamış'ta 90 Bin Şehit |
10/01/2013 |
|
 |
Sarıkamış Şehitleriniz Anarken |
10/01/2013 |
|
 |
Hataların Ardındaki Hikmetler |
13/12/2012 |
|
 |
Kuran'dan Ahlak Örnekleri |
25/09/2012 |
|
 |
Nasıl Olsa Gönlünü Alırım Mantığı |
02/08/2012 |
|
 |
Gülü Sevmiyorum - Bana Acı Verecekse |
02/07/2012 |
|
 |
Ters Karaktere Sahip İnsanlar |
11/06/2012 |
|
 |
Türkçe Coşkusu |
10/06/2012 |
|
 |
Sınav Öncesi |
05/06/2012 |
|
 |
Çağdaş Bir Sivil Toplum Örgütünün Kent Yaşamına Katkıları |
30/05/2012 |
|
 |
1 gün 48 saat olsun ben bunu istiyorum... |
19/05/2012 |
|
 |
Dünya Bir Yolculuk Kur'an da Rehber |
18/05/2012 |
|
 |
Zaman Herşeyin İlacı... |
15/05/2012 |
|
 |
Annelerimizin Değerini Bilelim |
14/05/2012 |
|
 |
Yılın Annesi Onlar (Engelli Anneleri) Olsun |
11/05/2012 |
|
 |
Çaycuma'da Hıdrellez Bir Başka Kutlanır. |
10/05/2012 |
|
 |
Bir Başkadır, Çaycuma Taşcılı’da HIDIRELLEZ |
07/05/2012 |
|
 |
İşci Bayramı |
02/05/2012 |
|
 |
Sevdiğim Çınarlar bir bir devriliyorlar... |
22/04/2012 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|