İslam tarihi boyunca Müslümanlar din karşıtı çevreler tarafından engellenmek istenmiştir. Allah’ın dinini yaymak için mücadele veren Müslümanlar din ahlakına karşı olan kişiler tarafından birçok iftiralara uğramışlar, baskı ve zulüm görmüşlerdir. Ancak bir durum daha var ki bu da tarih boyunca yinelenmiştir; Allah, iman edeleri inkarcı kesimlerin her türlü iftira, baskı ve zulümlerinden kurtarmış ve inkarcıların kurdukları düzenleri bozmuştur. “Gerçek şu ki, onlar hileli düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerinden oynatacak da olsa, Allah Katında onlara hazırlanmış düzen vardır.” (İbrahim Suresi, 46) Allah’ın gönderdiği tüm elçiler, insanlara Allah’ın tek ilah, hak dinin ise İslam olduğunu anlatmışlar ve kötülükten sakınıp iyilikte bulunmayı emretmişlerdir. Peygamberlerin olmadığı dönemlerde ise bu görevi dürüst, samimi ve güçlü imana sahip Müslümanlar üstlenmiştir. Ancak bu insanlar da döneminin bazı çevrelerince fiili ve sözlü saldırılara uğramış hatta ölüm tehdidi altında yaşamışlardır. Oysa Müslümanlar Allah’ın hoşnutluğundan başka hiçbir amaç edinmeyen, hiçbir kimseyle çıkar ilişkisi olmayan, tam tersi insanlara karşı merhametli, sevecen, saygılı, fedakar davranışlarda bulunan kişilerdir. İçinde bulundukları ilmi mücadele boyunca şiddetli taarruzlara maruz kalmaları, kuşkusuz inkarcıların Allah’a ve O’nun dinine olan düşmanlıklarındandır. Bu nedenle de, onları ve yaptıkları çalışmaları engellemek isterler. Allah’a, dine ve samimi kullarına karşı düşmanlık besleyen kişiler kuşkusuz büyük bir gaflet içindedirler. Allah Kuran’da bu durumu şöyle bildirir: "Eğer sizi ele geçirecek olurlarsa size düşman kesilirler, ellerini ve dillerini kötülükle size uzatırlar. Onlar sizin inkar etmenizi içten arzu etmişlerdir." (Mümtehine Suresi, 2) Ancak din aleyhine kurdukları düzenler hiçbir zaman başarıya ulaşamamıştır. Dolayısıyla da Kuran’ın yaşanmasını ve yeryüzüne yayılmasını engelleyememişlerdir. Çünkü “Ey iman edenler, Musa'ya eziyet edenler gibi olmayın; ki sonunda Allah onu, demekte olduklarından temize çıkardı. O, Allah katında vecihti.” (Ahzab Suresi, 69) ayetiyle de haber verildiği üzere Allah’ın iman edenleri koruduğunu, temize çıkardığını ve yeryüzünde ne olursa olsun sonunda din ahlakının hakim geleceğini göz ardı etmişlerdir. “Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. (Sonunda bütün) işler Allah'a döndürülür.” (Hadid Suresi, 5) Ayetlerden de anlaşılacağı gibi Müslümanlara kurulan düzenlere karşı Allah’tan mutlaka rahmani bir karşılık vardır. Ve Allah düzen kurmada çok daha hızlıdır. "... düzen kurmada (karşılık vermede) Allah daha hızlıdır. Şüphesiz, bizim elçilerimiz, sizin ‘geliştirmekte olduğunuz düzenleri’ yazmaktadırlar." (Yunus Suresi, 21) Günümüzde yaratılışı kendilerince, hiçbir delile dayanmadan inkar etmek için mücadele edenler, kurdukları düzenin ayaklarına dolanacağının farkında değillerdir. İslam’ı tebliğ eden tertemiz insanlara iftira atarak, ölümle tedit ederek bu mücadelenin önüne geçemezler. Müslüman Allah’tan başka kimseden korkmayan insandır. Bu yüzden Rabbine tevekkül eder, O’nun yardımından şüpheye düşmez. “Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah'a karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size.’’ (Enbiya Suresi, 18) Mine ÇAKIR Yazılarla ilgili tüm hukuki sorumluluk yazıyı yazan kişiye aittir. |